Kayıtlar

Aralık, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor
Resim
  Topladım Çıkardım Öğrenmeyi başardım" karışık ülke takımları proje adı akrostiş şiir çalışmamız. Tüm takım arkadaşlarımla harika bir ürün ortaya çıkardık...   
Resim
"Topladım Çıkardım Öğrenmeyi Başardım" proje adı akrostiş şiir çalışmamızın mat mat karışık ülke takımı olarak yazdığımız bölüm.    

ÇARPIM TABLOSU BİR KABUS DEĞİL

Resim
  ÇARPIM TABLOSU BİR KABUS DEĞİL Çarpım tablosu çocuklarımızın en çok korktuğu kavramlardan birisidir. Oysa çarpım tablosunun kolay ve doğru öğrenilebilmesi için öncelikle ritmik saymanın iyi yapılabilmesi gerekir. Önemli olan çarpım tablosunu ezberlemek değil, çarpım tablosunun mantığını kavramaktır. Örneğin 3x5 in 3 tane 5 olduğunu bilmeli ve 3 kere 5er ritmik saymamız gerektiğini bilmeliyiz. Bunun için okul öncesi çağlardan itibaren ileri ve geri ritmik sayma becerileri önem kazanmaktadır. Eğlenceli etkinliklerle önce ritmik sayma becerilerimizi geliştirmeliyiz. Birer birer, ikişer ikişer, üçer üçer vb. tüm ritmik saymalarda kendimizi geliştirmeliyiz. Bundan sonrası çok basit. Eğlenceli oyunlara çarpma yeteneğimizi geliştirebiliriz. İşte size basit ve eğlenceli bir matematik etkinliği: Bardaklarla Çarpıyorum…             İki kişi ile oynanır. Bardaktaki cevapları soruların üzerine doğru ve ilk yerleştiren kazanır. Yanlış yerleşti...
HAYAT VE MATEMATİK             Matematik; hayatın içinde bulunan tat gibidir.Acısı ; çarpma ,  tatlısı ; toplama, üzüntüsü ; bölme ,kederi de çıkarmadır.Hayatın ta kendisidir aslında matematik.Kaçış yoktur ondan.İster doktor,ister marangoz, ister esnaf ol .Attığın adımda , çizdiğin resimde,yediğin yemekte,çaldığın piyanoda vardır matematik.Onun için en eğlenceli ve en basit haliyle yer ettirmeye çalışmalıyız hayatımızda.

BÜTÜN YOLLAR SAYILARA ÇIKAR.

  BÜTÜN YOLLAR SAYILARA ÇIKAR. Hayatta bütün yollar sayılara çıkar. Yürüdüğümüz yoldan tutun attığımız adıma kadar sayılar hep bizimledir. Doğduğumuz andan itibaren fark etmesekte aslında matematiğin içine düşeriz. Matematiği bilmemekten, alt yapımız olmamasından yakınırız hep. Hatta korkulu kabusumuz olur matematik. Başaramayacağımızı sandığımız bir engel olarak göreriz. Oysa ki ilk doğduğumuz anda baş ve boy ölçümüzle girer sayılar dünyamıza ya da biz bir yer ediniriz sayıların dünyasında. Yürürken adımlarımızı sayarlar ufaktan ufaktan. "Kaç yaşındasın?" derler kimi zaman büyükler. Parmaklarımızla gösteririz hemen yaşımızı sayarak."5 yaşındayım. İşte bu kadar.1-2-3-4-5." Legoları sayarız başlarda. Uzun mu kısa mı diye ayrım yapmaya çalışırken kendimizi sayarken buluruz. Aslında biz çocuklar matematiğin dünyasına doğarız. Daha doğmadan ayları, günleri sayar ailemiz ve doktorlar. Sonra ise yaşları... Aslında oynarken çoktan keşfederiz toplamayı, çıkarmayı, sıralamay...